Beslenme ve Diyet Bölüm Diyetisyenleri


BESLENME VE DİYET BİRİMİ

Lösante Çocuk ve Yetişkin Hastane’sinde Beslenme ve Diyet Bölümü; sağlığın devamını sağlamak ve hastalıkta iyileşme sürecini desteklemek üzere kaliteli ve güvenli beslenme ve diyet hizmeti vermektedir.

Bugün, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için doğru beslenme bilgisine sahip olmanın önemi herkes tarafından biliniyor. Bu nedenle, Beslenme ve Diyet Ünitesi’nde danışanların tıbbi geçmişleri, kan değerleri,  beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzları ve vücut analiz sonuçlarına göre kişiye özel beslenme programlarını oluşturmakta ve takip etmektedirler.

Bu bağlamda; poliklinik hastalarımıza zayıflama ve kilo alma programlarının yanı sıra,

  • Çocuk Beslenmesi ,
  • Onkoloji ve Beslenme
  • Hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıklarda beslenme,
  • Karaciğer ve böbrek hastalıklarında beslenme
  • Metabolik sendrom,
  • Gebelik ve emziklikte beslenme,
  • Sporcu beslenmesi,
  • Polikistik Over Sendromu ve Beslenme
  • Diyabet ve Beslenme
  • Kalp – Damar Hastalıkları ve Beslenme
  • Menapoz ve Beslenme
  • Sindirim Sistemi ve Beslenme
  • Obezite Cerrahisi Sonrası Beslenme

gibi tüm hastalıklarda beslenme ilkeleri ve sağlıklı beslenme programları, vücut bileşim analizlerini gösteren cihazlar kullanılarak yapılmaktadır.

HASTALIK BELİRTİLERİ

Aşırı kilo

Kişinin kilosunun aşırı olup olmadığının saptanmasında farklı yöntemler olmakla birlikte beden kitle indeksi sık kullanılan yöntemlerden bir tanesidir. Vücut ağırlığının metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle elde edilmektedir. (Ağırlık (kg) / Boy (m²))  Beden kitle indexi 25-29.9 kg/m2'nin arasında olanlara toplu yani hafif şişman denirken beden kitle indexi 30-34.9 kg/m2'nin arasında olanlara aşırı kilolu / şişman (obez) diyoruz. Öte yandan beden kitle indexi 35 ve üzeri olanlara ise aşırı şişman (morbid obez) diyoruz. Aşırı kilolu olma sağlık açısından riskli iken aşırı şişman (morbid obez) olmak sağlık açısından çok çok riskili bir durumdur.

Aşırı kilo diyabet, hipertansiyon ve kalp damar hastalıkları ile birlikte zamanla eklem rahatsızlıkları gibi pek çok hastalığa sebebi olabilmektedir.

Aşırı kilo ile mücadele için bir uzman desteği almanız önerilmektedir.

Aşırı terleme

Sağlıklı insan bedeni terler. Terlemek vücudun ısı dengesini koruyan doğal bir süreçtir.

Aşırı terlemenin en sık sebeplerinden biri strestir. Sterse bağlı aşırı terleme daha çok avuç içlerinde, koltuk altında ve kasıklarda görülür. Strese bağlı terleme dinlenme durumunda ya da uykuda genellikle ortadan kalkar.

Öte yandan aşırı terlemek hastalık habercisi de olabilir.

Başta enfeksiyon hastalıkları, tüberküloz olmak üzere tiroid bezinin aşırı çalıştığı hipertiroidi durumlarında ve bazı diğer hormon hastalıklarında aşırı terleme sık rastlanan bir durumdur. Lenfoma gibi bazı kanser hastalarında özellikle gece terlemesi sık görülen bir şikayet oalbilir.

Aşırı kilolu insanlarda ise aşırı terleme genellikle olan bir şikayettir. Şeker hastalığı, bazı kalp hastalıkları ve bazı ilaçların kullanımı da aşırı terlemenin nedeni olabilir.

Aşırı zayıflık

Vücut kitle indeksi 18.9 kg/m2' nin altında olanlar zayıf olarak adlandırılmaktadır. Başka bir deyişle zayıflık; boya göre ağırlığın %15-20 altında olması durumudur. Çoğu kişi zayıflığı şişmanlığa tercih etmektedir. Ancak aşırı zayıflık da obezite gibi bir sağlık problemidir ve beraberinde birçok hastalığı beraberinde getirir. Ayrıca sanılanın aksine kilo almak kilo kaybetmekten daha zorlu bir süreç olabilmektedir.

Aşırı kiloda olduğu gibi aşırı zayıflık durumunda da alınan kalori ile harcanan kalori arasında dengesizlik söz konusudur. Eğer kişi besinler yoluyla aldığı enerjiden daha fazlasını harcıyor ise bu kişinin ağırlık kaybetmesine, zayıflamasına neden olur.

Aşırı zayıflığın nedenleri şöyle sıralanabilir

Kilo alma korkusu ile yetersiz beslenme
Psikolojik sorunlar
Aşırı fiziksel aktivite
Sindirim sistemindeki sorunlar
Bağırsak parazitleri
Hipertiroidi (tiroid bezlerinin aşırı çalışması)
Stres Kanser gibi hastalıklar

 

Yeme bozuklukları

Yeme bozuklukları temelde psikiyatrik rahatsızlıkların dışa yansıması olarak görülmesi gereken durumlardır.

Kilo almamak için yemek yememe, yedikten sonra kendini zorla kusturmak ya da vücudun ihtiyacından çok çok daha fazla yemek yeme şeklinde kendini gösterebilen yeme bozuklukları hızla bir psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizmek isteriz.

Yeme bozukluklarının genellikle altta yatan bir ruhsal sorunun bedensel yansıması olduğunu unutmamak gerekir.

Yeme bozuklukları maalesef düşünüldüğünden daha sık karşılaşılan bir rahatsızlıktır.

TETKİK VE UYGULAMALAR

Beden kitle indeksi:

Şişmanlığın saptanmasında farklı yöntemler kullanılmaktadır. Beden kitle indeksi kullanılan yöntemlerden bir tanesidir. Vücut ağırlığının metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle elde edilmektedir. (Ağırlık (kg) / Boy (m²))

Beden kitle indeksi normal olan bir insanın, her zaman sağlıklı olduğunu söyleyemeyiz belki ama diyet uygulanacak hastaların, yapılacak diğer ölçüm ve tetkikleri alacağı tedavi programı açısından önemli bir yer parametredir. Aşağıdaki tabloya göre değerlendirmek mümkündür

- 18.9 kg/m2' nin altında olanlar - ZAYIF

- 19-24.9 kg/m2' nin arasında olanlar - NORMAL

- 25-29.9 kg/m2' nin arasında olanlar - TOPLU(HAFİF ŞİŞMAN)

-30-34.9 kg/m2' nin arasında olanlar - ŞİŞMAN (OBEZ) (SAĞLIK AÇISINDAN RİSKLİ !)

- 35-üzeri olanlar - AŞIRI ŞİŞMAN (SAĞLIK AÇISINDAN ÇOK RİSKLİ)

Vücut bileşim analizleri

Vücut bileşim analizlerini gösteren cihazlar kullanılarak yapılan analizlerdir.  Bu cihazlar yardımıyla kişinin vücut yağ yüzdesi, kas kütlesi, su oranları daha net gözlenebilmekte ve bu doğrultuda kişiye özel diyet programları düzenlenip, sık aralıklarla yapılan kontrollerle hastanın genel durumu hakkında bilgi alınmaktadır.

Yatan hastalarda enteral (ağızdan) veya tüp yardımı ile beslenme desteği

İhtiyacı olan hastaya ağızdan direkt veya mide ya da bağırsaktan geçen bir tüp yardımı ile sıvı ve besin detesteği yapılmasına enteral beslenme denir.

Enteral ürünlerin uygun kullanımı ile gerekli ve yeterli besin öğeleri sağlanır. Uygun yöntemin seçimi, ürünlerin başlangıç hızının ve konsantrasyonunun kontrolü ve besin gereksinimine kadar sistemik olarak artırılması tüple beslenme için önemli faktörlerdir. Enteral uygulamalarına başlamadan önce hastanın tanımlanması açısından kapsamlı bir beslenme konsültasyonu yapılmasında fayda vardır.

Oral/Ağızdan enteral destek:

Enteral beslenme ağızdan yapılacak ise ya tüm beslenme gün içerisinde enteral ürünler verilerek yapılır ya da bu enteral ürünler normal beslenmeye ek olarak destek şeklinde hastaya verilir.

Nazogastrik ile beslenme:

Burundan yerleştirilen bu tüpler kısa dönem beslenme için tercih edilir fakat daha uzun sürelerde de kullanılabilir. Kolay ve ucuz bir uygulamadır.

 

 

PEG/Mideden direkt beslenme desteği:

Mideden direk tüple besleme yöntemidir. Uzun dönem beslenmeler için önerilmektedir. PEG cerrahi yerleştirmesinin birçok avantajı vardır. Yapılması kolay, daha ucuz ve daha az komplikasyonu vardır. Tüpün yanlış yerleştirme ve tıkanma riski daha azdır.

PEJ/Barsaktan direkt beslenme desteği:

 İnce barsaktan direk tüple besleme yöntemidir. Uzun dönem beslenmeler için önerilmektedir.

Yatan hastalarda parenteral (damardan) beslenme desteği

Katabolik dönemi ağır ve uzun süren hastalarda sindirim sisteminin anatomik veya fonksiyonel bütünlüğünün bozulması sonucu oral beslenmenin yapılamadığı durumlarda, hasta için gerekli tüm besin maddelerinin damar yolu ile verilmesi işlemidir.

Santral veya perifer damar yolundan kişiye uygun nutrisyonel desteğin sağlanması

Çeşitli ameliyatlardan sonra oral yoldan beslenmesi sakıncalı, beslenme yetersizliği görülmeyen hastalarda bir haftadan daha kısa süre için perifer damar yolundan beslenme uygulanır. Fakat, malnutrisyondaki hastalarda vücut kas kütlesinin tekrardan onarımı ve korunması için santral damar yolundan beslenme uygulanır.

Detaylı bilgi ve hizmetlerimizden yararlanmak için lütfen bizimle iletişime geçin