PSİKOLOJİDE KADINLAR ve ERKEKLER BENİ FARK ET
Kadınlar ve Erkekler
Beni fark et..
Erkek yetiştirilme tarzı, ve toplumumuzdaki biçilen rolü gereği mükemmel olmaya çalışandır. Bu nedenle çocukluktan itibaren, kendini göstermesi, beğenilmesi, kabul edilmesi beklentisiyle büyür ve bu ilişkiye sevilme ihtiyacı ile başlamasının sebebidir. Aile ve topluluklar içinde hep kendisini göstermesi istenir… Böyle yetiştirilen bir çocuğun, büyüdüğünde ilişki içinde sadece “sevilmeyi hak ettiğini düşünmesi ve var ise kusurlarını halının altına süpürmeye çalışması” şaşırtıcı olmaz. Ancak bunun karşımıza bir savunma mekanizması olarak da çıkıyor olması muhtemeldir. Çünkü bu şekilde övgüyle beslenen erkekler, ilişkilerinde bir şeyi başaramadıklarında veya yetersiz olduklarında, sevilmeyecekleri düşüncesine dönüşebilmektedir ve terk edilmekten korkabilirler. Çocuklarında sadece üstünlükleri öne çıkarılmış çocukların, erişkinliklerinde yetersiz oldukları alanları görmeleri onları çaresiz kılabilir. Halbuki gelişimini doğru tamamlamış bir kadın, erkeğin yapamadığından ziyade göremediği konular ve gösteremedikleri sevgi ve anlayıştan rahatsız olmaktadır.
Erkeklerin kelime haznelerinin, kadınların ki kadar olmadığı televizyonlardaki stand-up’lara kadar konu olmuş bir durumdur. Bu nedenle erkekler uzun boylu tartışmalara girmezler ve konuyu en kısa yoldan kapatmayı en uygun çözüm olarak görebilirler, kadınlar ise en ince ayrıntılarına kadar anlatabilirler. Bir erkek günün nasıl geçtiğini “iyi”, “sıradan”, “yorucu” gibi kelimelerle ifade edip televizyon kumandasını ellerine almayı hayal ederlerken, kadın mutfağa girip yemek yapmaya başlayabilir, içeride çocuğunun ne ile uğraştığını, çamaşır makinesinin sıkmaya geçtiğini, kocasının neyi seyrettiğini takip ederken, bir yandan gününün nasıl geçtiğini en ince ayrıntılarına kadar anlatabilir.
Bir evlilik ilişkisinde evdeki roller modernleşmesine rağmen, genelleyerek ilkel çağlardan sonra çok değişmemiş gibi durmaktadır. Kadınlar daha çok ev ve yakın çevre sorumluluklarını yerine getirirken, erkek avcı özelliği ile dışarıya karşı olan tutum ve ekonomik güç, kuvvet özelliklerini sergilemeye yöneliktirler. Kadın evin yakın çevrenin oluşması ve olgunlaşması yanı sıra daha sonra çocuk ile ilgili sorumlulukları üstlenirken, erkek ise eve para getirmenin gücünü tatmaktadır, her ne kadar çalışan kadınların olduğu ailelerde bu denge daha farklı sorunlar ve farklılıklar getirse de durum değişmemektedir. Her ne kadar erkek ve kadın arasında geçirilen zamanın uzunluğu ve kalitesi kadının beklentisi olsa da, erkeğin yorgunluğunun arkasına sığınarak, bunu hak ettiğini düşünmesi ev içi dengeleri açısından bir farklılık oluşturmaktadır.
Cinsellik ise başlı başına bir farklılık olacaktır kadın ile erkek arasında. Erkeklerin sevgilerini gösterme yolu olduğunu düşündükleri cinsellik çok kısa zamanda ilişkinin başında yoğunlaşırken, kadında ise sevginin oluşmasından sonra gelişen, bir sonuç noktası olarak görünmektedir. Bu nedenle erkek için, seks sıklığının azalması bir monotonluk gibi algılanabilirken, kadınlar sevginin sonucu olarak gördükleri seks sıklığının azalmasını bir tehlike işareti, erkeğin sevgisinin azalması olarak görebilmektedirler.
Evli çiftlere sorulduğunda, aldatılırlarsa %90-95 ayrılacaklarını söylerler ancak aldatılanlara sorulduğunda % 75 kadarı evliliklerini sürdürmeye çalışırlar. Özellikle kadınlar, aldatılmalarına rağmen, evliliklerini kurtarmak için ellerinden geleni yapmaya ve acılarına katlanmaya çalışırlar ve buna bir açıklama getirmeye, hatta kusuru kendilerinde aramaya çalışırlar. Erkekler belki toplumsal yetiştirilme tarzının ilk belirtisi olarak ya evi terk eder, hatta kadını evden kovar. Aldatılan erkek öfke krizleri içinde kıvranırken, aldatılan kadın tamamen duygusal bir çöküntü içine girer ki bu çoğunlukla bir depresyon ile sonuçlanabilir. Kadın burada rakip gördüğü 2. kadın ile kendisi arasında farklılıkları ve onda eşinin ne bulduğunu, nesinin daha iyi olduğunu anlamak çabasıyla kadını bilmeye görmeye ve hatta tanımaya çalışırken, erkekte aynı bilme arzusu, 2. erkeğe öfke duyma, canını yakma ve olayı cinsel performansını merak etme duygusuna dayandırır.
Bütün mesele bu farklılıkları algılayabilmek, kabul edebilmek ve ilişki içinde zenginlik haline getirebilmektir. Esasında kabul ve farkındalığın temeli de buradadır. Bu sorunları kabul edip bunlarla bütünleşmek, insanı değişik duygu durumlara sürüklerken, bütünleşmek yerine bu sorunları kabul edebilmek ve kendi kusuru dışında bir ilişki farklılığı olduğunu anlamak ve çözmeye çalışmak çiftleri daha olumlu sonuçlara götürebilecektir.
Bilgi ve Randevu için;
0 (312) 666 7 666