KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA): HATIRLAYALIM

COVID-19 pandemisinde halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi belirtileri ve trombositopeni, lökopeni ,d-dimer,ALT,AST, LDH yüksekliği, CPK yüksekliği saptanan hastalarda COVID-19 öncelikli olarak düşünüldü. Ancak bu laboratuvar bulguları olan hastalarda diğer enfeksiyon hastalıkları ve hematolojik maligniteler yanında ülkemizde endemik olan bir hastalığı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) ni unutmamak gerekir. KKKA organ yetmezliği gelişen hastalığın ileri evresinde sepsis ve septik şok ayırıcı tanısında düşünülmelidir.

                                                              

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi keneler tarafından taşınan Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen hayvan kökenli (zoonotik )bir enfeksiyon hastalığıdır.

KKKA vakaları, hastalığın başlıca bulaştırıcısı olan kenelerin aktifleştiği dönemden başlayarak ülkemizde bahar ve yaz aylarında görülmektedir.. İlk kez Tokat ili ve civarında dikkatleri çeken Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakaları bulaştırıcısı kene türünün yaşam alanlarıyla uyumlu bir şekilde çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaşmaktadır.Hastalık ülkemizde başlıca hastalık etkenini taşıyan kenenin tutunması veya bununla temas sonucunda bulaşmaktadır. Ülkemizde hastalığın bulaştırıcısı asıl kene türü Hyalomma marginatum’dur. Bunun yanı sıra hastalık viremik dönemdeki hayvanların veya hasta kişilerin kan, doku, vücut çıkartılarına korunmasız temas sonucunda da bulaşabilmektedir.

İnkübasyon süresi kene tutunmasından sonra genellikle 1-3 gün, en fazla 9 gündür. Enfekte hastanın kan, vücut sıvısı ve diğer dokuları ile temas sonrasında 5-6 gün; en fazla ise 13 gündür. Ülkemizde hastalık yaklaşık  %4-5 fatalite hızıyla seyretmektedir. 

                                                               

Hastalıktan korunmak için kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası öncelikli olarak  kontrol edilmeli, kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, eldiven, kağıt mendil gibi) çıkarılmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır.

Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle hayvan teması artacağından büyük ve küçük baş hayvanların kene taşıyıcısı olabileceği akılda tutulmalıdır. KKKA hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile bulaştırıcı olabilirler. Bu hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir.Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır.

Kene tutunan kişiler, kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna gitmelidir.

Bu gönderiyi paylaş