OSTEOPOROZ: BİR KEMİK HIRSIZI
TANIM
Osteoporoz;
- Birim hacme düşen kemik kütlesinin azalması,
- Kemik dokusunun mikromimarisinin bozulması,
- Kemik kalitesinin bozulması,
- Kırılganlığın artmasıdır ve
- Sistemik bir kemik hastalığıdır.
İlk defa 1829 yılında Jean Georges Lobstein tarafından "porous bone" olarak tanımlanmıştır.
GÖRÜLME SIKLIĞI
50 yaşın üstündeki her üç kadının birinde ve her beş erkeğin birinde osteoporoz vardır. Avrupa'da osteoporoz nedeniyle yılda 1.5 milyon kalça kırığı oluşmakta ve her 30 dakikada bir osteoporotik bir kırığın oluştuğu tahmin edilmektedir. Bu yılda 41.000 kişinin hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi anlamına gelmektedir. "OSTEOPOROZ BİR HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR"
TİPLERİ
Primer (birincil) ve sekonder (ikincil) olarak başlıca iki tipe ayrılır. Birincil Osteoporoz:
- Menopoz sonrası
- Senil (yaşlılığa bağlı) osteoporoz
- Juvenil (gençlerde görülen) osteoporoz
İkincil Osteoporoz:
- Hareketsizliğe bağlı
- Alkolizm
- Endokrin hastalıklara bağlı
- Sindirim sistemi hastalıklarına bağlı
- Kan hastalıklarına bağlı
- Genetik
- Kronik ilaç kullanımı
- Romatizmal hastlıklar
- Kanserler
RİSK FAKTÖRLERİ
- Cinsiyet: Kadınlar, yaşam boyu, kemik kütlelerinin %45-50 sini, erkekler ise % 20-30 unu kaybederler.
- Genetik faktörler.
- Beyaz veya Asya kökenli kadınlar.
- Sarışın mavi gözlü, ince ciltli, minyon tipler.
- Ailede osteoporoz öyküsü bulunanlar
- Geç ve/veya düzensiz adet görme.
- Erken menopoz.
- Beslenme durumu.
- Yetersiz kalsiyum alımı.
- Vejeteryan diyet.
- Süt intoleransı (tahammülsüzlüğü),
- Aşırı alkol, kahve ve tuz tüketimi,
- Sigara kullanımı.
- Hareketsiz yaşam veya aşırı egzersiz.
- Sık Doğum
- Osteoproza neden olan ilaçların kronik kullanımı.
OSTEOPOROZUN TANISI
Osteoporozun tanısındaki temeli, kemik yoğunluğunun ölçülmesidir. Bunun için birçok tekniktanımlanmışsa da bu gün ençok başvurulan yöntem DEXA (Dual Energi X-ray Absorbsiyometri) dir. T değeri: Genç erişkinlerde ortalama kemik kütlesinin standart sapması. Z değeri: Kişinin kendi yaş grubununun ortalama kemik kütlesinin standart sapması.
- T değeri < -1.................Normal
- T değeri: -1,-2.5.............Osteopeni
- T değeri < -2.5..............Osteoporoz
- T değeri < -2.5 ve kırık...Ağır osteoproz
OSTEOPOROZUN KLİNİĞİ
Osteoporozun kliniğini belirleyen, kemik direncinin düşmesine bağlı olarak ortaya çıkan kırıklardır. En çok el bileği ve ön kolda, omurgada ve kalçada kırıklar görülür.
El bileği ve önkol kırıkları:
Çoğunlukla el üzerine düşme sonucunda görülür. Kırık yerinde ağrı, şekil bozukluğu ve şişlik vardır.Kırıklar kapalı olarak yerine konulur. Kapalı molarak yerine konulamayan ya da eklemi ilgilendiren çok parçalı kırıklar cerrahi olarak tedavi edilir.
Kalça kırıkları:
Kalça üzerine düşme sonucunda görülür.Kalça bölgesinde ağrı vardır. Üzerine basıp yürüyemez. Tedavisi cerrahidir. Hasta kısa süre içinde ayağa kaldırılıp hareketlendirilmezse, kısa sürede yaşamını yitirebilir.
Omurga kırıkları:
Evde düşme gibi basit yaralanmalar sonucunda ya da kendiliğinden oluşur. Bel ve sırt ağrısı vardır. Belirti ve bulgular silik olduğundan, basit bir sırt ağrısı olarak algılanabileceğinden atlanabilir. Tanı için röntgen yeterli olmazsa, bilgisayarlı tomografi ve MRG'ye başvurulur. Çökmeye neden olmamış kırıklar korse ile tedavi edilir. Çökme gösteren kırıklarda cerrahi tedavi uygulanır. Tercih edilen yöntem, vertebroplasti veya kifoplasti'dir. Tedavi edilmeyen olgular % 23 oranında ölücül olabilir. Osteoporoza bağlı omurga kırıklarının kliniği aşağıdaki gibi bir seyir gösterir:
Sırt veya bel ağrısı > Omurgada şekil bozukluğu, çoğunlukla kifoz (kamburluk) > Akciğer kapasitesinde azalma > Hareket yeteneğinde azalma > İştahsızlık > Uykusuzluk > Aktivitede azalma > Kemiklerde yumuşama > Yeni kırık riskinde artma > Akciğer sorunlarının ortaya çıkması > Yaşamın kaybı.
Üçüncü bel omurunda osteoporoza bağlı kırık, 65 yaşında kadın.
OSTEOPOROZUN TEDAVİSİ
Medikal olmayan tedavi:
- Düşme riskinin azaltılması, düşmeden korunma,
- Ağırlık çalışmaları, kas güçlendirme egzersizleri,
- Denge çalışmaları,
- Yaşam alanında yapılacak düzenlemeler (Bu şekilde düşmede % 40 oranında azalma sağlamak mümkündür).
Medikal tedavi:
Osteoproz tedavisinde temel olarak üç grup ilaç kullanılır:
- Kemik yıkımını önleyen ilaçlar: Etidronat, Alendronate, Risedronate, Raloksifen, Kalsitonin, Zoledronik asit.
- Kemil yapımını artıran ilaçlar: D vitamini türevleri, Fluorid, Parathormon.
- Kemik yıkımını önleyen ve kemik yapımını artıran ilaçlar: Östrojen, Stronsiyum ranolid.
(Uygun tedavi ile kırık riskinde % 60 azalma sağlamak mümkündür.)
Cerrahi tedavi:
Hastayı bir an önce yaşama döndürmek için başvurulur. Yaşlı bir hastanın yatağa bağlı olarak uzun süre yaşaması mümkün değildir, ortaya çıkacak başta akciğer, kalp ve dolaşım sistemi ve diğer sistemik komplikasyonlar nedeniyle erken dönemde kaybedilir. Bu nedenle özellikle kalça ve omurga kırıklarında cerrahi yöntemler tercih edilir. Osteoporotik yaşlı kalça kırıklarında tercih edilen yöntem parsiyel kalça artroplastisidir (femur başı protezi). Bu şekilde hasta ertesi gün ayağa kaldırılıp yürütülebilir. Osteoporotik omurga kırıklarında, kapalı olarak (açık cerrahi uygulanmadan ve çoğu zaman lokal anestezi olarak uygulanan minimal invaziv yöntemler uygulanır. Vertebroplasti veya Kifoplasti yöntemi ile kırık omurgaya kemik çimentosu enjeksiyonu yapılarak, hastanın hemen ayağa kalkması ve yaşamına kaldığı yerden devam etmesi sağlanır. Balon kifoplasti yönteminde, kırık omurdaki çökme, omur cismine gönderilen bir balonun şişirilmesi ile düzeltildikten sonra, balon sönürülüp çıkartılır ve kemik çimentosu ile doldurularak onarılır (alttaki resimlerde).
Osteoporotik omurga kırığının tedavisinde uygulanan balon kifoplasti yöntemi. Soldaki resimde ameliyat için hazırlık, sağdaki resimde balonlar yerleştirilmiş.
İkinci bel omurunda uygulanmış kifoplasti.
Not: Lösante’de, Osteoporoz’un tanısında güvenilir yöntem olan DEXA (Dual Energi X-ray Absorbsiyometri) cihazı kullanılmaktadır.