KOLOREKTAL KANSERLER (Kalın Bağırsak Kanserleri)
Kolon ve Rektum kanserleri sindirim sisteminin “Kalın Bağırsak“ olarak adlandırılan kısmından kaynaklanan kanserlerdir. Kalın Bağırsakların yaklaşık 150 cm’lik üst kısmı “kolon”, yaklaşık 15cm’lik alt kısmı ise “Rektum” olarak adlandırılır. Kolon ve Rektum kanserleri söylenirken daha kolay olması nedeniyle kısaca Kolorektal Kanserler olarak adlandırılır.
Görülme Sıklığı Nedir?
Kolorektal kanserler, Amerika’da kadın ve erkekler birlikte değerlendirildiğinde 3. en sık görülen kanserdir. Cinsiyete göre değerlendirildiğinde erkeklerde, Prostat ve Akciğer kanserinden sonra 3. en sık, kadınlarda ise Meme kanserinden sonra 2. en sık görülen kanserdir. Erkeklerde, kadınlara göre daha sık görülmektedir. Kolorektal kanserden ölüm sıklığı zaman içerisinde azalmasına rağmen, halen önemli bir sağlık problemi olmaya devam etmektedir. Amerika’da her yıl 150.000 yeni vakaya kolorektal kanser tanısı konmakta ve yılda yaklaşık 50.000 insan kolorektal kanser nedeniyle ölmektedir. Kolorektal kanserler, tüm kanser ölümlerinin %8’inden sorumludur. Erkeklerde kanser ölümleri içerisinde 2. en sık, kadınlarda ise 3. en sık ölüm sebebidir.
Kolorektal Kanserlerde Sık Görülen Belirtiler Nelerdir?
- Bağırsak alışkanlıklarında değişiklik olması (son zamanlarda daha önce olmayan süreklilik gösteren kabızlık ya da ishal olması veya dışkının şeklinde değişiklik olması, çapının incelmesi, keçi pisliği şeklinde dışkılama olması gibi)
- Karın ağrısı, karında rahatsızlık hissi, sık sık gaz sancıları olması
- Dışkıyla beraber kan gelmesi, makattan kanama olması
- Kilo kaybı, halsizlik, bitkinlik
- Demir eksikliği / Demir eksikliğine bağlı kansızlık saptanması
Kolorektal Kanser Tanısı Nasıl Saptanır?
Kolorektal kanser tanısı, ya hastada yukarıda anlatılan şikayet ve bulgular ile doktora başvurma ya da kişide herhangi bir şikayet, bulgu olmadan kolorektal kanser için tarama programı çerçevesinde konur. Tanı için kolonoskopi kullanılır. Kolonoskopi, makattan kolonoskop denilen ışıklı bir endoskopi aleti ile tüm bağırsak boyunca ilerleyerek bağırsağın iç yüzeyinin incelenmesi yöntemidir. Kolonoskopi işlemi sırasında, hem kalın bağırsakta büyümüş bir lezyon görülebilir hem de görülen bu lezyondan biyopsi alınması mümkün olur. Biyopsi ile elde edilen patolojik tanı, kolorektal kanser tanısını kesinleştirir.
Evreleme:
Kolorektal kanser tanısı, biyopsi ile kesinleştirildikten sonraki adım, hastalığın evresinin belirlenmesidir. Hastalığın evresi, kanserin vücuttaki yaygınlık derecesinin saptanması olarak tanımlanabilir.
Evreleme için kullanılan yöntemler; Fizik muayenede kanser yayılım bulgularının aranması, tüm karın bölgesinin tomografi ya da MR ile değerlendirilmesi, akciğerlerin akciğer grafisi ya da tomografi ile değerlendirilmesi ya da tüm vücudun PET ile taranmasının yanısıra, eğer ameliyatla kanserli dokunun çıkarılması sağlanabildiyse, çıkarılan kanserli dokunun patolojide mikroskop altında incelenmesi şeklindedir. Bu yöntemlerle elde edilen bilgiler ışında hastalığın evresi belirlenir
Kolorektal kanserler, Evre I-IV arasında evrelendirilir. Tedavi seçenekleri, hastalığın evresine göre belirlenir. Kabaca evrelemeye bakarsak;
- Evre I- hastalıkta kanser, bağırsak duvarını invaze etmiş ama tüm bağırsak katlarına ulaşmamıştır.
- Evre II- hastalıkta kanser, tüm bağırsak katlarını invaze etmiştir.
- Evre III- hastalıkta kanser, bölgesel lenf bezlerine yayılmıştır
- Evre IV- hastalıkta ise kanser, kalın bağırsaktan karaciğer, karın zarı, akciğer gibi uzak organlara yayılmıştır.
Evre I-III hastalık genellikle “lokalize hastalık” olarak adlandırılır ve tek başına cerrahi, cerrahi ile beraber kemoterapi ya da rektum kanserinde kemoterapi ile beraber radyoterapi ardından cerrahi ile tedavi edilir. Bu evredeki hastalarda şifa mümkün olabilmektedir.
Evre IV hastalık ise, “ ileri evre kolorektal kanser” den bahsedilir ve genellikle sadece kemoterapi ile tedavi edilir. Sadece kemoterapi ile tedavi edilen hastalarda şifadan bahsetmek mümkün olmaz ama hastanın şikayetlerinin gerilemesi ve yaşam süresinin uzatılması mümkün olabilmektedir.
Seçilmiş bazı Evre IV hastalarda primer kanserin cerrahisi ile beraber metastazında ameliyatla çıkarılması ve beraberinde kemoterapi ve rektum kanserlerinde radyoterapinin de ilave edilmesi şeklinde tedavi edilebilir. Bu seçilmiş hasta grubunda yapılan bu kombine tedavi ile yaşam sürelerini daha da uzatabilmek hatta, oranlar az da olsa şifa sağlamak mümkün olabilmektedir.
Kolon Kanserinde Tedavi:
Evre I-III hastalıkta tedavi genellikle cerrahi ile başlar. Cerrahi sırasında kolondaki kanserli bölüm, çevre dokularla beraber çıkarılır. Bu çevre doku içerisinde lenf bezleri de bulunur ve bu çevre doku içerisindeki lenf bezleri incelenerek, kanserin kalın bağırsak dışında olup olmadığı belirlenir.
- Evre I hastalık- sadece cerrahi ile tedavi edilir.
- Evre II hastalık- genellikle sadece cerrahi ile tedavi edilir. Seçilmiş bazı hastalarda, cerrahi sonrası kemoterapi verilebilir
- Evre III hastalık - cerrahi sonrası kemoterapi ile tedavi edilir.
- Evre IV hastalık genellikle sadece kemoterapi ile tedavi edilir. Seçilmiş bazı hastalarda cerrahi tedavi de gündeme gelebilir.
Rektum Kanserinde Tedavi:
Rektum kanserlerinin çoğu, cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi tedavilerinin birlikte kullanımı ile tedavi edilirler. Tedavi kolon kanserinde olduğu gibi hastalığın evresine göre seçilir.
- Evre I rektum kanseri- sadece cerrahi ile tedavi edilir.
- Evre II ve III rektum kanseri- Cerrahi ile beraber kemoterapi ve radyoterapi ile tedavi edilir. Genelde kemoterapi ve radyoterapi ameliyat öncesinde verilir sonrasında cerrahi ve cerrahi sonrasında da kemoterapi ile tedaviye devam edilir. Eğer hastaya ameliyat öncesi kemoterapi ve radyoterapi verilmediyse cerrahi sonrası bu tedaviler uygulanır.
- Evre IV rektum kanseri- esas olarak kemoterapi ile tedavi edilir Seçilmiş hastalarda radyoterapi ve cerrahi de uygulanabilir.
Tedavi Sonrası Takip:
Kolorektal kanserli hastalarda küratif tedaviler tamamlandıktan sonra takip önemlidir. Takipteki amaç, hastalık tekrar ederse, erken saptamak ve yeni oluşacak ikincil bir kanserin erken saptanmasıdır.
- Takipte kolonoskopik tarama önemlidir. Eğer hastanın başlangıçta tüm kalın bağırsaklarının görüldüğü full (tam) bir kolonoskopisi yoksa tedaviler tamamlandıktan sonra, kolonoskopi ile incelenmemiş kalan bağırsakta polip ya da ikincil bir kanser varlığı araştırılmalıdır. Başlangıçta full kolonoskopisi olan hastalarda genellikle ameliyattan sonra 1. yılda kolonoskopi tekrarlanır ve eğer normal bulunursa sonrasında 3-5 yılda bir kolonoskopi tekrarlanmalıdır. Ancak 1. yıl kolonoskopisinde polip saptanmışsa doktorun belirleyeceği ayrı bir takip şemasına ihtiyaç vardır.
- İlk 2-3 yılda, her 3-4 ayda bir, hastanın varsa şikayetleri ve fizik muayenesinin değerlendirildiği doktor muayenesi ve kanda CEA (karsinoembriyonik antijen) düzeyine bakılmalı ayrıca tomografi yapılmadığı kontrol zamanlarında ise karın ultrasonu yapılmalıdır. İlk 2-3 yılda hastalık tekrarlama bulgusu saptanmazsa, sonraki 2 yılda takip süresi 6 aya çıkarılabilir.
- Evre II-III kolon kanserli hastalarda tomografik takip ilk 3 yıl boyunca yılda bir yapılmalıdır. Sonraki yıllarda hastanın şikayeti veya fizik muayenesinde şüpheli bir bulgu olmadığı sürece rutin tomografik takibe gerek yoktur.
Kolorektal Kanser ve Aile:
Kolorektal kanser tanısı almış kişinin aile bireyleri de kolorektal kanser gelişmesi açısından artmış riske sahiptir.
- Eğer bir kişinin anne ya da babasından birinde, kardeşlerinden birinde veya çocuklarından birinde, 60 yaşından önce kolorektal kanser veya kanser gelişme riski yüksek polip öyküsü varsa veya;
- İki yakınında herhangi bir yaşta saptanmış kolorektal kanser ya da kanser gelişme riski yüksek polip varsa;
Kolorektal kanser için tarama, normal kişilere göre daha erken yaşta başlamalıdır. Taramaya başlama yaşı; 40 veya en genç tanı almış bireyin tanı yaşından 10 yıl önce olmalıdır.